Kalbim kırılıyor ve onu onarmak için çaba harcayan kimse yok. Bu acı. Sonra o parçaların rüzgarla savruluşunu izliyorum. Yüksek bir falezin en ucundan. Aşağı bakmaya ürkerim, kalbimin oradan aşağıya parça parça düştüğünü görüyorum her an. Bu ürkütücü olmuyor. Paramparça olduğunuzda korkacağınız herhangi bir şey kalmıyor. Yaktım yazdığım manifestolarımı. Vazgeçtim iyi hissetmekten. Barıştım dahası sarıldım mutsuzluğa. Çünkü kollarım var. Bir işe yaramak istediler. Ben istemiyorum. Bir kitabın içine hapsolsam. Ya da çatlayan bir çiçek toprağına uzansam da, unutsam kendimi. Tahammül edemiyorum. Kendime. Ve küstah isteklerime. Hala kabullenemiyor oluşuma bir şeyleri. Ah! Kendini tekrar etmek intihardır mı demişti birisi? Müntehirim soluk aldığım her an.
Dedi. Hiçbirini söylemek istemedi. Ben duydum. Kalbinin peşinden gitti sonra. Aşağıya bakmadan, ürkmeden. Sessiz. Çatlamış bir çiçek toprağına gömüldü. O ben değildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder