Son bir şiir devşirip
sonsuza dek dinlemek istediğim sesinden
Kanatıyorum dudaklarını
Es mahiyetinde.
Öldürmekle eşdeğer bu, ölmekle de belki
Sallandırıyorum seni
Ruhumun göğüne kurulu dar ağaçlarında
Değil de,
Damarlarımdan yaptığım salıncakta,
Büyük bir neşeyle
Beni inandırdığın güneşli günlerden
Kızıl zamanlara varıyoruz
Gözlerin gözlerimde
Görüyorsun kalmadığını umudumun
Fısıldıyorsun...
Korkma, beni duy ta içinde
Oradayım, buradasın
Bil;
Her neyse
Geçecek...
İnanıyorum bir kez daha sana
Benimle birlikte ölüyorsun
Şiirler uçuşuyor cesetlerimizin üzerinde
Hayranlıkla izliyor görenler
Etrafımızı çevreliyor şair siluetleri
Süreyam methiyeler düzecek oluyor saçlarıma,
kıskanıp kesiyorsun tümünü
Ödeştiğimizi okuyorum yaralı dudaklarından
Her telin içinde atan kalpleri durduruyorsun önce
İkiye bölüyor sonra kendini gökyüzü, bırakıyorlar
Yalnız ikimiz kalıyoruz
altından yaşamın aktığı yıkık bir köprüde
İçimden geçiriyorum
Héloise'in saçlarının kesilmesine sevinmişti Abélard
Ne güzel ihtimal sevinmen senin...
Abélard gibi sev beni.
Yahut gibiye yer bırakmayacak şekilde
Kendin olarak!
Düşleyemiyorum daha güzelini.
Gerçekliğe dönüyoruz istemeden
Kusacak gibi oluyoruz bir an
Cesetler kusamaz diye düşünüp gülümsüyoruz muzipçe
Cesetler gülümseyebilir evet
Siz bilmiyorsunuz sadece
-Somurtmamamızı telkin ederken
Zaten ölü olduğumuzu uzun süredir!-
Bilmeniz gereken hiçbir şeyi bilmediniz
Uzaklıkları da azaltmadınız
En azından gecelerde,
Yetersiz kalınca ruhlarımızın sarılması
Öldürmek zorunda kaldım onu
İstedim ki benimle birlikte olsun
Hiç değilse ölümünde.
Benim içimde yitsin
Onun damarlarına karışsın kanım
Etinden ruhuna süzülerek
Ulaşayım ona.
Geçsin artık
Geçsin yalvarırım...
Diyebileyim;
Oldu.
Öldük.
Ve gömüldük birbirimizin derinine.
Geçti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder