12 Mart 2014 Çarşamba

Elbette uykusuz bir geceden daha merhabalar. Somut onca can sıkıcı neden varken tümünü yok sayarak soyut olanlara, olması gerektiği halde olmayanlara, imkansızlıklara, yeryüzündeki şu kısacık vakti mutluluğun varlığına inanarak geçirebileceğimiz şartların asla gerçekleşemeyeceğine dair düşünüyorum. Güzel filmler, kitaplar, şarkılar hiçbiri umurumda değil şu anda. Şiirler dahil. Çünkü tümü zihnimle birlikte toprak olacak kısa süre sonra. Ne acı bu. Ne acı dünyanın bu denli ahmak bir yer olması. Nasıl katlanacağız ki bu şekilde. Yazım kurallarını da es geçiyorum artık. Hiçbir şeyin önemi yok. Mutlu değilim. Mutluluk kavramını tümüyle hayatımdan çıkarmayı denedim. Olmadı. Onun bulutsu bir his olduğunu dahi düşündüm zaman zaman. Duydum. Ama onu duymak için istediklerimiz dünyada en olamayacak şeyler ! Bu böyle ve ben bu durumda nasıl gölgemi kaldırım taşları üzerinde yıpratabileceğimi bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum. Bilmeden mi oluyor, olacak bu hayatta kalım. Yaşayabilmenin tek yolu belki de hayalgücünü öldürmektir. Çünkü o renkli bir fırça gibi boyuyor gri zihnimi uyumadan önce ve uyandığımda uyanmış olmama hiçbir neden bulamıyorum.

Yalnızlıktan ölebilir miyim artık !

"There's two of us in here" kısmını neden bu kadar güzel söylüyor bilmiyorum ama bana yumuşak bir küfür gibi geldi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder