4 Ocak 2016 Pazartesi

Hafif bir baş ağrısıyla, güzel bir şiirle, çok güzel bir şarkıyla ve yarın olacak iki sınavımla geceye sığınıyorum.

İyi ki buradasın diyor biri şarkıda, ben burada değilim. Bir süredir iyiyim, iyiydim. Tekrar iyi olacağım. Ama gerçek iyileșmem bir şeyler üzerine mantıklı düşünebildiğimde gerçekleşecek.

Baş ağrısı için hafif mi demiştim? Artık ağır. Gece ağır, gökyüzü ağır. Uyku güzel bir ihtimal; yarın iki tane sınavım var. Bazen çok gereksiz yere ahmakça sebeplerle sıkıldığım oluyor, narlara yazık ediyorum. Bir de yağmurlara. Yağmur güzeldir. Ben değilim.

Kendimi karamsar olmaya zorluyor muyum? Kendimi bile bile mi yatırıyorum bataklık kumlarına? Belki. Belki bazen böyle olması gerekiyordur. Ama geçecek tümü. Her şey geçer. Mutlu olması ne kolay insanın biliyorum, inanmak yeter.

Siyah tüllerin arasından izlediğim deniz günün birinde beni mavisiyle boyar. Buna inanıyorum.

"Olan olmuştur; olacak olan da olmuştur."

Şiir Birhan Keskin'den Şubat. Şubat ne güzel varlık. Şarkı Türkü Turan'ın sesinden Yağmurlar. Yağmurlar ne harikulade. Gece, gece ona sığınan herkesin. Baş ağrısı? Nietzsche bir şeyler üretmeden önce duyulan doğum sancısı demişti. Nietzsche'yi severim, Nietzsche güzel adam.

Ben susamıyorum. Ben konuşmuyorum da. Ve bu beni çok yoruyor. Devamlı kafamın içinde yazılmakta olan defterler var. Tümü yıprandı. Hepsini yakmak istiyorum. Bazı sayfalarını özellikle!

Ne çok klişeyle doluyum. Bu sıkıcı. Çok sıkılıyorum. Gece, şiir, şarkı. Baş ağrısı şarkıyı geceden aşağıya attı. Gündüze düştü şarkı, paramparça oldu. Yarın yağmur yağacak. Ve ben. Ah ben. Umarım günün birinde mantıklı düşünmeye başlayacağım.

Bilmeden, görmeden nasıl da kırıyorsun kalbimi Friedrich. Hiçbir şey bilmiyorsun. Beni dahi. Ben dahil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder