31 Ocak 2016 Pazar



Çok fazla ağladığın şarkıları unutmuyorsun. Çok ağladığın zamanları unutuyorsun ama şarkıları unutmuyorsun. Akşam olduğunu hatırlıyorsun. Evde yalnız olduğunu. Hayatta yapayalnız olduğunu. Ağlamayı güçsüzce bulursun hep. Sende güçsüzlüğümü gördüm bile dersin birilerine bıraksalar. Bırakmazlar. Kim onlar? Bilmem. Ama senden daha güçlü olduklarını tahmin edebilirsin. Şu anda ağlamıyorsun ama üzülüyorsun. Neye? Bilmem. Belki yalnızca bu şarkı yeterlidir üzülmeye.

Kaybederek çoğalırsın...

Ne kazandın ki şimdiye dek neyi kaybedesin dersen daha kırıcı olur bak bunu bir dene. Kendini kırma konusunda çok başarılısın. İnsan neden kendi kendini kırar? Bilmezsin. Hiçbir şey olduğu yoktur. Hiçbir şey olmamasını kendine dert edinirsin. Bir süredir iyiydin. Gerçekten iyiydin. Sonra kendi kendine bir şey söyledin. Onca zamandır taşıdığın bir virüs gibi bir şey. Kendi kendine ortaya çıkardın ve seni yıkmasına izin verdin. Birkaç salisede söylediğin o cümle tüm gece tüm gün kafanda dolaştı. Evet dedin sonra. Hal böyle. Gerçekten hak etmiyor muyum sevgiyi öyleyse?

Lalalalalalalala :)

Gece. Güzel gece. Varlığına onca methiye düzülen ama güneş doğmayı az biraz geciktirse herkesin korkup kaçmaya çalışacağı gece. Gece gibiyim. Güneşim yirmi yıldır doğmadı.

Ölürdün unutmasan...

Unutmak güzel şey. Son zamanlarda hafızam zayıfladı. Her şeyi unutuyor ve mutluluk duyuyorum bundan.

Kestikçe zaman uzuyor acının saçları...

Buna katılmıyorum. Zamanla acı hafifler. İnsan ölürse acıdan ölmez bir gün. Zaman insana verilen doğal bir morfin gibi. İyi ki.

Lalalalalalalala :)

Gece. Güzel gece. Güneş doğacak günün birinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder