23 Aralık 2014 Salı

Ben geçmiş takıntılı bir insanım. Anaokulu yıllarımı dahi özlediğimi söyleyebilirim zaman zaman. Ancak anaokulu benim için özlemden çok travmayla bağdaşıyor. Anasınıfımız bir ilkokul bünyesinde yer alıyordu. Bu nedenle bahçeye pek sık çıkmazdık. O seyrek günlerden birinde birkaç velet arkadaş olarak okulun yaklaşık 2 metre yüksekliğindeki duvarının üzerine çıkmıştık. Duvarın hemen bitiminde de, yerde raya benzer keskin demirler vardı. Nedense aklımda ray olarak yer etmiş, Trabzonda demiryolu mu var rayın orada işi ne? Bilemiyorum. Her neyse biz böyle birkaç asi ve salak velet olarak duvarın üzerinde dolaşmaya başladık. Nereye dolaşıyorsun ama küçücüksün, denge merkezin bile tam gelişmemiş. Düz yolda yalpalıyorsun, duvar üzerinde akrobasi peşine düşmüşsün. Çocukluk işte, gerizekalılık hat safhada. Duvarın üzerinde dolaşmaya devam ederken aramızdan biri eksildi. Çocuklardan biri, ismi Fatihti, o ray olarak aklımda kalmış olan demirlerin üzerine düştü. Ben de duvarın üzerinden kendisini izliyorum. Yerde bağırıyor, ağlıyor bacağını tutarak. Ben bağırmıyorum, izliyorum sadece. Şimdiki ekstrem olaylar karşısında soğukkanlı oluşumun başlangıç noktası o olaydır belki de. Çocuk ağlamaya devam ediyor, öğretmen koşup geliyor endişe içinde. Başkaları da koşuyor. Biz hala salak birkaç velet olarak duvarın üzerinde duruyoruz. İndiriliyoruz sonra. Çocuk hala ağlıyor, bacağını tutuyor ve anne diye bağırıyor. Sonraki dönemde annesini birçok kez gördük. Bacağı kırılmış ve kesilmişti. Anaokulu boyunca tedavi gördü, okula annesiyle gidip gelirdi. Sonra ne oldu? Bilmek isterdim. Anaokulundan dahi yarım bir hikayem var, ne garip. Mutlu sonlara inanmak istiyorum. O duvara şimdi bir kez daha çıkıyor ve kendimi bu kez ben oradan aşağıya bırakıyorum. Ağlamıyorum da, o çocuk yerine ben düşmeliydim çünkü. Bitmeyen düşüşümün başlangıç noktası o olaydır belki de. Tam olarak anımsayamıyorum ama duvara çıkma fikri sanırım benimdi.

Ah... Umarım iyisindir Fatih, senin yerine ben düşüyorum artık her gün o duvardan, üstelik yanıma endişeyle gelen kimse yok. Sen şanslı olanlardandın, somuttu düşüşün... Umarım iyisindir, umarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder