14 Haziran 2014 Cumartesi

Delirmeye doğru

Bir şairi şiiri bıraktığı gün tanımak. Hüzün, mide bulantısı, nem. Varlığından, yazdığından dahi haberdar olunmayan bir adamın şiiri bıraktığını öğrenmenin ardından sahip olunan berbat ruh hali. Nasıl bırakılabilir ki yazmak dedim, bu yaşamdan vazgeçmek gibi. Bu bir intihar ! Öncesinde canımın sıkkın olması da etken miydi, hayal kırıklığı yaşatan bir bölümün bana sunduğu ders notlarının da benzer ölçüde hayal kırıklığı olması. Ve hal böyleyken, benim hala intiharla ilgili bir konuda tez yazacak olma hayallerim. Cümle dahi kurmak istemediğim halde hala yazma adı altında zırvalamam. Sanırım bu yaptığım yazıya, yazmaya saygısızlık. Her seferinde yazıya sığınmak. Hayatında ciddi anlamda inanılmaz şeylerin oluşu ve yarım kalışı. Yarım kalışım ! Hep. Olabildiğince saçmalamak. Geriye dönüp yazdığın cümleyi okumamak. Onlarca yeni kitap satın almak, şiirlere sarılmak sonra. Aklına şiiri bırakan o adamın gelişi, mide bulantısı, hüzün. "Üzüntüden kusmak" ifadesi, olayı. İğrenç değil mi ? Değil. Sorgulanması gereken kavramlar var. İğrenç nedir, neden kusma gibi bir eylemden iğrenilir ? Dünyanın beni kusmasını istemem, durumu bu şekilde ifade etmem "intihar" kavramına bir hakaret mi ? Sefa Kaplan bir müntehir mi !? Ya da tümüyle intihar kavramı üzerinde durmak. İntihar kavramı üzerine çalışacağım. Dünya üzerinde bulunan en tahammül edilebilir kavramlardan biri olan intihar üzerine. Şiirler beni hiç bırakmasın yalvarırım. Daha fazla saçmalamayacağım.

Bir de, yalnızca "Cin Ali" çizebiliyor olmam, bunu benim çizmediğim anlamına gelmez. Okumak, yazmak ve karalamak, devam !


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder