10 Eylül 2015 Perşembe

"Her deniz içinde taşır çünkü kendi çölünü."

Eteklerimde deniz kabukları vardı
Doğruydu bu çağa ait olmadığım
Okyanusta sürüklenen küçük bir salken
Cesedim çürümediğinden henüz
Olmalı sanırım, insan addettim
Kendimi. Dahası yaşamak istedim
Onlar gibi.

Dudakların çatlamıştı susuzluktan
Gördüm.
Bir mucize bekleyemezdim çölden
Çok olmuştu yiteli çölün merhameti
Öyleyse deyip aşındırdım bileğimi
Bak izi burada hala,
Kırmızıya boyadım acıyla
Susuzluğun tuvalini.

Gözyaşlarımın yanaklarına düşmesine
İzin verdin sen.
İzin verdin sana karışmama
Tanrısal bir seremoniyle.
Herkesin bildiği ama
Kimsenin kimseye söylemediği sırlar gibi
Aşikardı olacaklar.
Senden ayrı olamazdı artık!
Olmam ölmemdi.

Biliyordun tümünü
Bilmeseydin tümünü
Korur muydun beni uzaktan uzağa?
İzin vermez miydin parçalanmama?
Deniz fenerleri umursar mı küçük salları
Umursadın.
Duydum!
Kayalıklara sürüklenmemi istemedin
İstemedin ölmemi.

Değil mi?

"Ah ne güzel kader Friedrich ne güzel!
Doğmadın ve ölmeyeceksin"

Hayır dediğini duyuyorum
Fısıltıyla değil üstelik haykırarak!
Uyanıyorum kendi yazdığım rüyadan
Teşekkür etmek istiyorum yine de
Sen bana, sana dair hayal kurabilmem için
İzin verdin.
Yeterli.
Bu kadarı kafi.

Büyük bir dalga bekliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder